GAZZE ÖLMESİN, İNSANLIK ÖLMESİN
Prof. Dr. Fevzi YILMAZ / Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi
UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) Sözcüsü James ELDER; “Dünyadaki yetkililerin tepkisizliği, GAZZE’de çocukların daha çok ölmesine, yanmasına, yaralanmasına ve kemiklerinin kırılmasına yol açmaktadır. Ben çok öfkeliyim! Çocukların ölmesine öfkeliyim! İsrail tarafından hastanelerin bombalanmasına öfkeliyim, okulların bombalanmasına öfkeliyim, mülteci kamplarının bombalanmasına öfkeliyim…….” diye haykırıyor (Aralık 2023). Bay Elder’de görülen öfke patlamasını anlıyorum ve çok insani buluyorum.
Peki, bizdeki öfke patlaması ne olacak. Yıllardır batı değerleri diye yutturdukları şeylerin ters yüz edildiğini gören gelişmekte olan ülkelerdeki insanların şaşırtılmalarına ne demeli! O, batılıların uygarız diye, değerlerimiz diye pazarladıkları ve yaldızladıkları sözcükler haritasına (Şekil 1) bir bakalım: Bu sözcükler haritası yalnız batı değerlerini vermiyor, diğer ülkelerdeki aşağılanma sözcükleri ile karşılıklarını da veriyor. Sözcükler haritasını, ünlü yazar John Atkinson içine mizah ta katılarak kendi sitesinde yayınlamıştır. Burada ingilizce haliyle verilen bu harita Carton başlığı ile 7 sene önce farklı formatla prestiji yüksek olan TIME Dergisinde de (27 Şubat-6 Mart 2017 Sayısı) yayınlanmıştı. Cartonda batı değerleri (biz) adeta kutsanıyor ve bunların karşılıkları (onlar) sevimsiz sözcük ve benzetmelerle anılıyor. Birkaç Örnek: BİZ: Barış Gücü ONLAR: Savaş kışkırtıcısı BİZ: Hükümet ONLAR: Tiran BİZ: Yurtseverler ONLAR: Radikaller BİZ: İnançlı ONLAR: Ekstrimist. BİZ ve ONLAR değerlendirmesini vicdanımıza danışalım ve kime yakışır karar verelim. Filistin-İsrail Savaşlarında hangi değerler ayaklar altına alındı, görelim. İsrail’i kayıtsız şartsız destekleyen Amerika ve Avrupa savaş kışkırtıcısı gibi davranmadılar mı? Hep modern ve batı dostu ülke diye pazarlanan İsrail ekstrimist, radikal ve tiran gibi davranmıyor mu? İsrail Gazze’de hükümet gibi değil, terör örgütü gibi davranmıyor mu? Batı dünyası masum ve savunmasız, başta çocuklar olmak üzere bütün dezavantajlıların toplu olarak öldürülmesine seyirci kalmıyor mu? Bu radikal bir tutum değil midir? İsrail Başbakanı Netanyahu kendisini sivil ölümlerden dolayı uyaran destekçi ülke liderlerini, 2. Dünya savaşı sırası ve sonrasında, yaptıkları acımasız insanlık dramları ile tehdit ediyor. O zaman siz onları yaptınız ben de bu zamanda benzerini yapma hakkına sahibim dercesine.
Şekil 1. Biz (us) ve Onlar (them) Sözcükler Haritası
İsrail tarafından, Gazze’de insan hakları ihlalleri, çocuk hakları ihlalleri ve başta savaş hukuku olmak üzere her türlü hukuksuzluk yapılıyor. Eş zamanlı olarak, başta ABD olmak üzere gelişmiş bazı ülkeler ise İsrail’i kayıtsız şartsız destekliyorlar. Bazı vicdanlı devlet yöneticileri ve karar vericiler bu kadar da olmaz diye öfkelenmeye başladılar. Filistinlilere karşı uygulanan insanlık dışı vahşet birçok ülkede halklar tarafından protesto ediliyor. BM’de İsrail’e dur denmeye başlandı, ama BM Güvenlik Konseyinde ABD hep İsrail’in arkasında durdu/duruyor. Bu soykırım mertebesindeki vahşeti onaylayan ve destekleyen ülkeler İsrail kadar suçludur ve suça ortaktır.
Filistin İsrail açmazı özelinde bir değerlendirme yapalım: 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e dönük olarak yaptığı 1000+ ölümlü baskın ve esir alma eylemi ne kadar üzücü? Cevap kişiye göre değişir. Yıllarca Filistinlileri tecrit edeceksiniz, Filistin-Gazze’yi abluka altında tutup açık hava hapishanesine dönüştüreceksiniz, onların yerleşimci dediği işgalcilerle İsrail’in topraklarını hep büyülteceksiniz, sonra da kavgalı olduğunuz Filistinli komşudan normal davranış bekleyeceksiniz! Bu mümkün mü? Onlarca yılın baskı ve zulmü, bu aşırıya kaçmış 7 Ekim saldırısına yol açmıştır. Keşke olmasaydı masum canlar ırkı dini ne olursa olsun öldürülmeseydi. Takiben ne oldu? Bütün batılı emperyal güçleri de arkasına alan İsrail çocuk-yaşlı, muhabir-sivil, ev-okul, hastane-mülteci kampı ayırmaksızın aylardır Gazze’yi bombalıyor, diğer Filistin Topraklarında (pardon toprak mı kaldı parsellerinde) terör estiriyor, insanları öldürüyor. İnsanları susuz, enerjisiz, gıdasız, ilaçsız bırakıyor. Yaşama haklarını elinden alıyor ve on binlerce insanı hayattan kopartıyor, yüzbinleri göçe zorluyor. Egemen güçler ise İsrail’e her türlü siyasi ve askeri desteği veriyor, küresel medya ise yalan ve saptırılmış haberlerle İsrail saldırganlığını hala masum kendini savunma hakkı olarak gösteriyor. Elbette, başta BM Genel Sekreteri Guterres olmak üzere bazı yöneticiler bu insanlık dramının sona erdirilmesi için çabalıyor.
Şekil 2. Uydudan Gözlenen Aydınlık (Eylül 2023) ve Karanlık (Ekim 2023) Gazze
Bu olanlara tarihi derinlikten bakıp bugüne, gençlerimize mesaj verelim ve egemenlerin bozuk sicilini ortaya koyalım: 12. YY’dan sonra AVAMERİKA ülkeleri (Avrupa ve Amerika, Batılı sömürgeciler), AFRASYA (Afrika ve Asya) ülkelerini kolonileştirdiler. Emperyal güçler kaynak ve zenginlik aktarımı sırasında, a)Yöre insanına ırgat-köle davranışı gösterdiler ve b)Yöreye geri dönülmez ekolojik hasar (doğallıktan sapma) verdiler. Egemenlerin (AVAMERİKA+Diğerleri) enerji obur, malzeme obur ve çevre obur faaliyetleri/yaşamı günümüzde de sürmektedir. Büyük ölçüde, AFRASYA ve Güney Amerika’da yeni aktörlerle sömürü devam etmektedir. Örneğin bugün 10.000’i aşkın Çin firması Afrika’dadır. Emperyal güçler yeni asırda yenikolonizasyon ile dünyayı sömürmeyi ve yönetmeyi sürdürmektedir. Vekalet savaşları yaptırmak ve yerli işbirlikçilerle iç kargaşa yaratmak veya yandaşlarla yönetimi ele geçirmek en çok tercih edilen tarzdır. Bazı coğrafyalardaki uluslar kukla rejim veya yönetim tarzı ile emperyal güçlerin uydusu olmuşlardır. Bazı ülkelerin (Libya, Suriye ve Irak gibi) tekrar dizaynı bugün de gündemdedir. Daha yumuşak geçişler de vardır. O da, emperyal güçlerin Dünya Bankası (WB), Uluslararası Para Fonu (IMF), Gıda İlaç Dairesi (FDA) ve Dünya sağlık Örgüt (WHO) gibi gölge kuruluşlarıyla yoksulluğu önleme adına farkettirmeden sömürüyü sürdürmeleridir. Kuruluşların gölgelemelerine küresel şirketler de eşlik ediyorlar ve yerküre kaynaklarının yağmalanması emperyal güçler tarafından sürdürülüyor. İsrail’in geçen asırda kalmış tarz ve tekniklerle, Gazze’yi ölüme mahkum etmesi (Şekil 2’deki ışıksız Gazze’ye bakınız. The Economist, November 11th 2023, p:33) ve bunu yaparken egemen güçlerden sınırsız destek alması çok çarpıcıdır ve yukarıdaki özetlemeyle ilişkilidir. Küresel sistem sorgulanmalıdır, zaten bozuktu, daha da bozulmaktadır. Bütün kutsalları görmezden gelen ve hunharca davranan İsrail adeta dünyayı kaosa ve yıkıma sürüklemektedir. Zengin dünyalılar yönetimleriyle bunu nasıl görmezler. Kibirli zengin devletlere uydu olan bir kısım devletler ve diğer uluslar ise sessiz ve suskun. Halk yığınlarının da tepkileri giderek düşüyor, adeta İsrail zulmü kanıksanıyor. Egemenler hırs ve iştahla büyük hedefe/hedeflere kitlenmiş durumdalar.
Ben çok öfkeliyim! Meskun mahal çatışmalarında çıkmaza giren İsrail, daha çok çocuk ve daha çok kadın öldürüyor. Kibirli Batılılar, daha çok çocuk ve kadın öldürülsün diye utanmadan sıkılmadan İsrail’e silah ve mühimmat veriyor, kalkan oluyor. Onlar İsrail’in istediğini yaparken adeta kutsadıkları batı değerlerini ne kadar aşındıklarını görmüyorlar, ama insanlıklarını öldürüyorlar. Gazze’de insanlık ölüyor. Diriliş ne zaman?